Deprem Sonrası Görülen Denge Bozuklukları

Deprem Sonrası Görülen Denge Bozuklukları


    Depremler, insanlar üzerinde fiziki ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Depremden birincil derecede etkilenen kişilerde travma sonrası stres, uyku bozuklukları, duygudurum bozuklukları, depresyon veya baş dönmesi gibi şikayetler görülebilir. Deprem sonrası baş dönmesi şikayetleri; stres sonrası oluşan baş dönmesi ya da depremin ivmesi nedeniyle oluşan BPPV olmak üzere 2 sebeple açıklanabilmiştir. Daha önce yapılan araştırmalarda deprem sonrası görülen baş dönmesi şu şekillerde isimlendirilmiştir:

1. Fobik Postural Vertigo (Phobic Postural Vertigo - PPV),

2. Hayali Deprem Sendromu (Phantom Earthquake Syndrome),

3. Deprem Sonrası Dizziness Sendromu (Post-Earthquake Dizziness Syndrome - PEDS) ve

4. Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) şeklindedir.

    

    Deprem sonrası kişiler, depremden, artçı depremlerden, deprem sonrası yaşanan diğer durumlardan (tsunami veya nükleer felaketler gibi) etkilenir ve etkilenen bireyler stres ve endişeden muzdarip olurlar. Bu durum bireysel hassasiyetlere göre değişir. Ancak stres faktörü deprem sonrası sadece akut semptomlara değil, uzun vadede kronik semptomlara da sebep olabilir. 

    Deprem sonrası baş dönmesinin nedeni henüz net anlaşılmamıştır. Uzmanlar deprem sonrası baş dönmesinin vestibüler disfonksiyon, otonomik disfonksiyon ve/veya psikolojik faktörlerin aracılık ettiği duyusal çatışmalardan dolayı olabileceğini düşünmüştür. Çünkü psikolojik stres baş dönmesine neden olmaktadır. Ayrıca büyük bir deprem sonrası, görsel ve propriyoseptif sistem ile vestibüler sistem arasında bir bilgi uyumsuzluğunun mekansal yönelim bozukluğu, baş dönmesi ve daha belirgin otonomik semptomlar üretebileceği vurgulanmıştır. Bir diğer sebep olarak fiziksel sarsıntının BPPV olasılığını arttırdığı düşünülmüştür. Ayrıca büyük depremler sonrası yaşanan stres kardiyovasküler problemlere yol açabilir ve bu durumda iç kulakta işlev bozukluğu ya da doku hasarı gözlenebilir. Yapılan farklı bir çalışmada depreme maruz kalan insanların otonomik, vestibüler ve kortikolimbik bilgileri medüller düzeyde entegre ederek potansiyel olarak iç kulak rahatsızlığı yaşayabileceği öne sürülmüştür. Yapılan bir diğer çalışmada ise depremden etkilenen kişilerle yapılan nörogörüntüleme çalışmaların da frontal-limbik-striatal ağda anatomik ve fonksiyonel bağlantı değişiklikler izlenmiştir. Bu etkiler bireysel ve bölgesel farklılıklar nedeniyle her bireyi farklı düzeyde etkileyebilir.


    Fobik Postural Vertigo (Phobic Postural Vertigo - PPV)

    Vertigo organik bir lezyona bağlı olarak ya da psikojenik bir nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Anksiyete ve depresyon gibi durumların vertigoya neden olduğu bilinmektedir. PPV, algısal uyaranlar ile tetiklenen ve belli durumlarda ortaya çıkan baş dönmesi ile karakterizedir. Baş dönmesi genellikle gerçek bir dönme hissinden ziyade sersemlik ve boşluk hissi olarak ortaya çıkar.

    PPV hastalarında; terleme, çarpıntı, nefes darlığı, vejetatif semptomlar, anksiyete ve panik atak da görülebilir. Ancak hastaların ana semptomu baş dönmesidir. 40 yaşın üzeri hastalarda ve daha önce BPPV, vestibüler nörit gibi vestibüler hastalık geçmişi olan kişilerde daha uzun seyreder. Kadınlarda daha yüksek insidans gösterdiğini söyleyen çalışmalar mevcuttur. 

    PPV, dışlama tanısıdır ve bulgu vermeksizin ortaya çıkar. Tüm hastalarda klinik ve nörogörüntüleme bulguları normal izlenir. Bu nedenle PPV tanısı koymadan önce tüm organik sebepler dışlanmalıdır.

    Tedavi için izlenen yol hastanın durumuna göre belirlenir. Psikoterapi, vestibüler rehabilitasyon ve bazı ilaç tedavileri uygulanabilir.



    Hayali Deprem Sendromu (Phantom Earthquake Syndrome)

    Hayali deprem, aslında olmayan bir deprem hissi ya da artçı sallantı olmuş hissidir ve etkilenen kişilerde, baş dönmesi semptomu gözlenir. Bu durum tekrarlayıcı olabilir ve mal de barquement sendromu ile karıştırılabilir. Hastalar genellikle yerin titrediğini, sallandığını ya da eşyaların hareket ettiğini tarifler ancak bu durum gerçek bir deprem ile ilişkilendirilmemiştir. Hayali deprem hissi, günlük yaşamı etkileyen olumsuz bir durumdur.

    Hastalarda baş dönmesine ek olarak, vejetatif semptomlar, yüksek sese irkilme refleksinin artması, uykusuzluk, günlük rutinde değişiklikler ve endişe/ kaygı durumu gözlenmiştir. Baş dönmesi, saniyelerce ya da dakikalarca sürebilmektedir. Bu hastalarda 1 ila 3 ay içinde iyileşmeler gözlendi ve hayali deprem hissinin sıklığı haftada 1-5 kez olarak gözlendi.

    Hayali depremin yanılsama ya da halüsinasyon gibi bir algı bozukluğu olarak kabul edilip edilemeyeceği de tartışılmalıdır. Hayali deprem hissi; duyusal fizyoloji, kortiko-limbik-striatal işlevleri içeren nöral devreler ve hafıza fonksiyonundan etkilenen daha üst bilişsel işlevler içeren beyin mekanizmaları ile bağlantılı olabilir.



    Deprem Sonrası Dizziness Sendromu (Post-Earthquake Dizziness Syndrome - PEDS) / Depreme Bağlı Baş Dönmesi (Earthquake-Related Dizziness - ERD)

    Nomura ve ark. tarafından deprem sonrası yaşanan baş dönmesi, post-eathquake dizziness syndrome (PEDS) olarak adlandırılmıştır. PEDS, depremden sonraki 3 ay içinde 1 dakikadan daha kısa süren yanıltıcı baş dönmeleri ile karakterizedir. PEDS'in sebepleri, psikolojik stres ve otonomik işlev bozukluğuna neden olan uyumsuz görsel/somatosensoriyel girdilerden olarak düşünülmüştür.

    PEDS'e fizyolojik ve psikolojik stres faktörlerinin aracılık ettiği ve büyük depremleri takiben oluşan artçı depremlerle prevelansının arttığı varsayılmıştır. Artçı depremlere daha sık maruz kalan bireylerde daha fazla denge bozukluğu saptanmıştır. Ayrıca bu çalışmada artçı depremlerden sonra, özellikle otolit ve otonomik fonksiyonlar da bozulma gözlenmiştir. 

    PEDS kadınlarda erkeklere göre daha fazla saptanmıştır. Deprem sonrası yaşanan ikincil felaketler (tsunami ve nükleer problemler gibi) stres faktörünü arttırdığı için PEDS prevelansını arttırır. 

     Hastalar baş dönmesini yer sarsıntısı olarak tarif etmişlerdir. Ayrıca hastalarda baş dönmesine ek olarak kulak çınlaması, kulak dolgunluğu, anksiyete, otonomik semptomlar da gözlenmiştir. Ayrıca yapılan çalışmada çok sayıda tekrarlayan artçı depremin postürel kararsızlık teorisi ve duyusal çatışma teorisi yoluyla düşük seviyeli hareket hastalığına neden olduğu düşünülmüştür.



    Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)

    Yapılan çalışmalar, depremlerden sonra BPPV prevelansının arttığını göstermiştir. Deprem sırasında iç kulak sarsılır ve otolit taşlarında bulunan otokonyalar ayrılarak kanalitiazisis ve/veya cupulolithiasise neden olabilir.
    Düşük frekans (0.1-3.5 Hz) depremler sırasında oluşan yatay ve dikey doğrusal ivmeler vestibüler organlar (özellikler otolitler) tarafından algılanır. Bu durumun deprem sırasında otolitlere zarar vererek otolit disfonksiyonuna ya da BPPV'ye yol açabileceği öne sürülmüştür. 



        Kaynakça
  1. Hasegawa, J., Hidaka, H., Kuriyama, S., Obara, T., Hashimoto, K., Tateda, Y., ... & Katori, Y. (2015). Change in and long-term investigation of neuro-otologic disorders in disaster-stricken Fukushima prefecture: retrospective cohort study before and after the Great East Japan Earthquake. PloS one, 10(4), e0122631.
  2. Miwa, T. (2021). Vestibular function after the 2016 Kumamoto earthquakes: a retrospective chart review. Frontiers in neurology, 11, 626613.
  3. Honma, M., Endo, N., Osada, Y., Kim, Y., & Kuriyama, K. (2012). Disturbances in equilibrium function after major earthquake. Scientific reports, 2(1), 749.
  4. Miwa, T., Matsuyoshi, H., Nomura, Y., & Minoda, R. (2021). Post-earthquake dizziness syndrome following the 2016 Kumamoto earthquakes, Japan. PLoS one, 16(8), e0255816.
  5. Mallick, A., Bhalla, V., Prakash, J., & Roy, R. Phobic Positional Vertigo: Proposed entity for dizziness following exposure to earthquake aftershocks.
  6. Bajs Janović, M., Janović, Š., Šeparović Lisak, M., Medved, S., Ojdanić, O., & Veronek, J. (2021). Phantom earthquake syndrome-a pilot study after Zagreb and Banovina 2020 earthquake. Psychiatria Danubina, 33(suppl 4), 706-709.

Yorumlar