İşitsel Rehabilitasyon ve Kullanılan Yöntemler (Blog Makale Çevirisi)

 İşitsel Rehabilitasyon

İşitsel rehabilitasyon, işitme kaybı olan kişilerin iletişimini geliştirmek için uyarlanabilir stratejiler ve teknolojiler kullanır. İşitsel rehabilitasyonun hedefleri, konuşma yeteneğini geliştirmek ve işitme kaybının neden olduğu sınırlamaları azaltarak yaşam kalitesini iyileştirmektir. Başarılı işitsel rehabilitasyon, işitme kaybı olan bir kişinin iletişim yeteneklerini güçlendirir. Sosyal aktivitelere katılım, konuşmalar sırasında zihinsel yükü azaltma ve genel yaşam kalitesini iyileştirme üzerinde uzun vadeli etkileri vardır [1].

İşitme cihazları ve koklear implantlar insanların sesleri duymasına yardımcı olurken, buna rağmen bu sinyalleri nasıl yorumlayacaklarını öğrenmeleri gerekir. Fittingi iyi yapılmış işitme cihazları ve koklear implantlar insanların sesleri duymasına yardımcı olmasına rağmen hastaların bu sinyalleri nasıl yorumlayacaklarını öğrenmeleri gerekir [2]. İşitme kaybının derecesi, konuşmanın akıcılığı, görsel veya bilişsel bozukluk gibi ek zorluklar, kişilik, beklentiler, motivasyon ve mevcut destek dahil olmak üzere birçok faktör cihaz sonuçlarını etkiler. İşitme cihazı kullanan birçok kişi, iletişim becerilerini geliştirebilecek ve  koruyacak diğer eğitim ve rehabilitasyon türlerinden ek faydalar elde edecektir [3].

Genellikle çocuklarda, işitsel rehabilitasyon hizmetlerine "rehabilite edici" yerine "habilitatif" denilmesi daha uygun olur. "Rehabilitasyon", kaybedilen bir beceriyi geri kazanmaya odaklanır. Çocuklarda, bir beceri ilk etapta olmayabilir, bu yüzden öğretilmelidir - bu nedenle, hizmetler "rehabilitif" değil "heabilitif" olacaktır [4].





İşitsel rehabilitasyon aslında odyolojinin temel taşlarından biridir ve temel hedefleri arasında şunlar yer alır: 

  • Hastanın işitme problemi ile başa çıkabilmesi için iyileştirilmiş hasta yeteneği,

  • Geliştirilmiş hasta yaşam kalitesi,

  • Daha iyi hasta sonuçları.


Rehabilitasyon süreci, işitme kaybının hastayı nasıl etkilediği hakkında bilgi toplamak için formal anketlerin yanı sıra informal danışmanlık ve teknoloji önerilerinin bir kombinasyonu olabilir. Formal anketlerin kullanıldığı veya kullanılmadığı ön görüşmeler, odyologlara hastayı en iyi nasıl destekleyebileceklerini gösterecektir [5].

İşitme kaybı olduğunda etkili bir iletişime aileyi dahil etmek önemlidir. Bazı araştırmacılar, yapılacak en önemli şeyin konuşmacı ile işitme kaybı olan kişi arasındaki mesafeyi azaltmak ve arka plandaki gürültüyü azaltmak olduğunu söylüyor. Bu tavsiye her zaman işitsel rehabilitasyona dahil edilmelidir.

Her işitsel rehabilitasyon yaklaşımı, ihtiyaçların ve hedeflerin belirlenmesini, stratejilerin uygulanmasını ve sonuçların gözden geçirilmesini içermelidir. Bunlar uzun veya kısa vadeli hedefler ve stratejiler olabilir. İşitsel rehabilitasyon bireyselleştirilmiş ve bütünsel olmalıdır.

Hedefler doğru belirlenmelidir. Bu bağlamda hedef belirleme çeşitli işlevlere hizmet eder. Beklentilerin gerçekçi olduğundan emin olmak, bireysel öncelikleri ele almak ve program boyunca izlenecek bir harita sağlamak açısından yararlıdır.

Hedefler belirlendikten sonra sıra stratejileri uygulamaya gelir. Bu genellikle en iyi uygulama ve teknolojiyi kullanarak bir tür işitme cihazı kullanmayı ve yönetimle ilgili talimatları içerir. Ayrıca yardımcı olmak için ek cihazların kullanımını da içerebilir.

Değerlendirme ve eğitim koşulları, kişinin hedeflerine mümkün olduğunca yakın olmalıdır. Örneğin, amaç gürültülü bir durumda anlayabilmek ise, gürültüde de iyileştirme için test ve eğitim yapılmalıdır. Bazen hedef, telefonda iyileştirme gibi bir dinleme (yalnızca kulak) hedefi olabilir. Dudak okuma ve beden dili ipuçlarının mevcut olduğu ve yardımcı olabileceği yerler, örneğin konuşmayı takip etmek gibi diğer hedefler ise gözleri ve kulakları içerir.

Daha önce listelenen faktörlere bağlı olarak, eğitim programının çeşitli unsurları olacaktır. En yaygın faktörler, dinleme becerilerine, mevcut görsel bilgilerle dinlemeye, iletişim stratejilerine ve konuşma becerilerine vurgu yapar. Pek çok eğitim faaliyeti mümkün olduğunca gerçek hayata yakın olmalı ve bir dizi beceriyi bağlam içinde kullanmaya odaklanmalıdır.

Taktiklerin ve stratejilerin günlük hayata dahil edilmesi, genellikle, yeni olan herhangi bir şey gibi, pratik gerektiren bir davranış değişikliğini içerir. Önemli olan kişiye taktiğin veya stratejinin anlatılması, sonra gösterilmesi ve ardından kişiye güvenli bir ortamda beceri pekiştirilene kadar uygulama yapma fırsatı verilmesidir. Hasta ağzını kapatarak, hızlı konuşarak veya mırıldanarak, daha sonra amaçlanan net mesajı almak için taktiklerini ve stratejilerini kullanmaya teşvik edilirler [3].

Çocuklara yönelik özel hizmetler, çocuğun mevcut yaşının belirlediği bireysel ihtiyaçlara bağlıdır; işitme kaybının başlama yaşı; işitme kaybının fark edildiği yaş; işitme kaybının şiddeti, işitme kaybının türü; işitme kaybının derecesi; ve amplifikasyonun başlatıldığı yaş. İşitsel rehabilitasyon planı, çocuğun kullandığı iletişim yönteminden de etkilenir.

Çocuklukta başlayan işitme kaybının birincil etkisi, konuşma ve dil öğrenmeyi bozulmasıdır.  Erken teşhis ve amplifikasyonun erken kullanımının kombinasyonunun, işitme kaybı olan bir çocuğun dil edinim yetenekleri üzerinde çarpıcı biçimde olumlu bir etkisi olduğu gösterilmiştir. 6 aylıkken işitme kaybı ile tanımlanan bebeklerin, işiten yaşıtlarıyla eşit bir dil gelişimi elde etmesi beklenebilir.,


Çocuklara yönelik işitsel habilitasyon/rehabilitasyon hizmetleri tipik olarak aşağıdaki 6 maddeyi içerir:

  • İşitsel algı eğitimi: Ses farkındalığını artırma, sesleri tanımlama, sesler arasındaki farkı söyleme (sesi ayırt etme) ve seslere anlam yükleme etkinliklerini içerir. Sonuç olarak, bu eğitim çocuğun rezidüel işitmeyi kullanarak bir kelimeyi diğerinden ayırt etme yeteneğini arttırır. İşitsel algı, işitme cihazları ve yardımcı dinleme cihazları ile işitme becerilerinin geliştirilmesini ve kolay veya zor dinleme durumlarının nasıl ele alınacağını da içerir.

  • Görsel ipuçlarını kullanma: Konuşmacının yüz ifadesi, beden dili ve iletişimin gerçekleştiği bağlam ve ortam gibi bir mesaja anlam veren her türlü görsel ipucunun kullanılmasını içerir.

  • Konuşmayı geliştirmek: Konuşma seslerinin, ses kalitesi, konuşma hızı, nefes kontrolü, ses yüksekliği ve konuşma ritimlerinin üretilmesinde beceri geliştirmeyi içerir.

  • Dili geliştirmek: Gelişimsel beklentilere göre dil anlayışını (alıcı dil) ve dil kullanımını (ifade edici dil) geliştirmeyi içerir. Kavramlar, kelime dağarcığı, kelime bilgisi, farklı sosyal durumlarda kullanım, anlatım becerileri, yazma yoluyla ifade, dilbilgisi kurallarını anlama vb. içeren karmaşık bir süreçtir.

  • İletişimi yönetmek: Çocuğun işitme kaybını anlamasını, farklı dinleme durumlarında kullanmak için özgüvenini geliştirmesini, iletişim problemlerinin üstesinden gelmesini ve iletişimi kolaylaştırmak için durumları değiştirmesini içerir.

  • İşitme cihazlarını ve yardımcı dinleme cihazlarını yönetme: Çocuklara küçük yaşlarda işitme cihazı takıldığından, erken bakım ve ayarlama, aile bireyleri ve bakıcılar tarafından yapılır. Çocukların mümkün olduğunca işitme cihazı bakım ve yönetimine katılmaları önemlidir [4].


Uygun araçlarla donatılmış erken tanılı çocuklar için eğitimsel müdahaleler çok önemlidir. İşitme kayıplı çocukların eğitiminde doğal işitsel-sözel yaklaşım, işitsel-sözel yaklaşım, işaret dili ve iki dilli-iki kültürlü yaklaşım gibi farklı iletişim yaklaşımları bulunmaktadır [6].





İşitsel-Sözel Yöntem


Bazen işitsel temelli terapi olarak da adlandırılan işitsel-sözel terapi, küçük çocuklar için bir tür erken müdahale terapisidir [2]. Dudak okuma yoluyla sağlanan görsel destek olmaksızın dinleme ve konuşulan hedef dile odaklanır [7]. İşitsel-sözel terapinin amacı, işitme problemi olan çocukların, işitebilen akranları gibi öğrenmesi, dinlemesi ve benzer konuşma becerisine sahip olmasıdır.

İşitme problemi olan, işitme cihazı veya koklear implant kullanan çocuklar işitsel-sözel terapiden yararlanabilirler. İşitsel-sözel terapi, çocuklarda ne kadar erken -özellikle 2-3 aylıkken- başlatılırsa o kadar başarılı olur. Çocuklar, işitme kaybı konjenital ya da edinimsel, unilateral ya da bilateral, kalıcı ya da geçici olsa da her işitme kaybı derecesi’nde (hafif ila çok ileri derecede işitme kaybı) bu terapiden yararlanabilirler [2].


İşitsel-sözel terapi, işitme kaybı olan çocukların konuşma dilini ve dil anlamalarını dinleme yoluyla geliştirir. Bu yöntem :

  • Çocuğun uyanık olduğu zamanın tamamında amplifikasyon kullanımını gerektirir.

  • İşitme cihazı veya koklear implantların kullanımı ile konuşma ve dil gelişimini teşvik eder.

  • Her adımda ebeveynlerin maksimum katılımını gerektirir.

  • Başlangıçta veya mümkün olan en kısa sürede karma eğitime teşvik eder [8].



İşitsel-sözel terapi, işitme kayıplı çocuklara, rezidüel işitme alanlarına uygun işitme cihazı veya koklear implant kullanmaları için rehberlik etmeyi de amaçlar. Bu onların işitme sayesinde konuşmayı öğrenmelerini sağlar. Bu yaklaşım aynı zamanda, işitme kayıplı çocukların günlük hayatlarında  işitsel-sözel uyarım sayesinde işitme ve sözlü iletişim becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olmak için ebeveynlere ve bakıcılara rehberlik eder. Yaklaşımın amacı, işitme kayıplı çocuğun sınırlamalar olmaksızın toplum ile iletişimine olanak sağlamaktır. Nihayetinde çocuklar, maksimum potansiyellerine ulaşabilirler ve gelecekte bağımsız olarak yaşayabilirler.



İşitsel-sözel yaklaşımın özellikleri :

  • Etkili odyolojik yönetim,

  • Görsel ipuçlarından ziyade işitsel ipuçlarından yararlanmanın önemini vurgulamak,

  • Temel işitme uyarımı olarak konuşma seslerini kullanmak,

  • Bireyselleştirilmiş bire bir teşhis seansları uygulamak,

  • Ebeveynlerin/bakıcıların yoğun katılımını sağlamak,

  • Okul öncesi dönemde çocuklara doğal gelişim evrelerine göre eğitim vermek,

  • Profesyonel ekiplerin katılımı [9].


İşitsel-sözel terapi, çocuklara okul hayatı, arkadaş edinme, karma eğitim alma ve bağımsız yaşama konusunda yardımcı olabilir. Uzmanlar, işitme problemi olan, işitsel-sözel terapi gören ve birinci sınıfa giden çocukların çoğunun, işiten yaşıtlarına göre benzer hatta daha iyi konuşma dil becerilerine sahip olduğunu göstermişlerdir. Araştırmalar ayrıca bu çocukların okulda işitme kaybı olan ancak işitsel-sözel terapi'ye katılmayan çocuklara göre daha başarılı olduklarını göstermiştir. İşitsel-sözel terapi alan çocuklar genellikle kaynaştırma eğitiminde başarılı olurlar. Matematikte ve okumada başarılı olur, arkadaş edinir, özgüven kazanır ve bağımsız yaşayabilirler [2].


İşitsel-sözel terapi uygulayan  terapistlerin izlediği 10 ilke vardır:

  1. Yenidoğanlar, infant bebekler, yürüme çağındaki çocuklar ve  küçük çocukları işitme kaybının erken teşhisine teşvik etmek ve ardından çocuğu, hemen odyolojik müdahale ve işitsel-sözel terapi ile takip etmek,

  2. İşitsel uyarımdan maksimum faydayı elde etmek için uygun, ileri düzey işitme teknolojisinin derhal değerlendirilmesini ve kullanılmasını önermek,

  3. Dinleme ve konuşma dilini geliştirmede işitmeyi birincil duyusal yöntem olarak kullanmalarına yardımcı olmaları için ebeveynlere rehberlik etmek,

  4. Ebeveynlere bireyselleştirilmiş işitsel-sözel terapiye aktif ve tutarlı katılım ile çocuklarının dinleme ve konuşma dili gelişiminin birincil kolaylaştırıcıları olmaları için rehberlik etmek,

  5. Çocuğun günlük aktiviteleri boyunca konuşulan dilin kazanımı için dinlemeyi destekleyen çevresel ortamlar oluşturmaları için ebeveynlere rehberlik etmek,

  6. Dinleme ve konuşma dilini çocuğun yaşamının tüm yönlerine entegre etmelerine yardımcı olmaları için ebeveynlere rehberlik etmek,

  7. Ebeveynleri işitmenin, konuşmanın, dilin, bilişin ve iletişimin doğal gelişimsel kalıplarını kullanmaları için yönlendirmek,

  8. Ebeveynleri, çocuklarının dinleme yoluyla konuşulan dili gözlemlemesine yardımcı olmaları için yönlendirmek,

  9. Bireyselleştirilmiş işitsel-sözel tedavi planları geliştirmek, ilerlemeyi izlemek ve planların çocuk ve aile için etkinliğini değerlendirmek için devam eden formal ve informal tanı değerlendirmelerini yönetmek,

  10. Erken çocukluktan itibaren tipik işitmeye sahip akranlarıyla ve uygun hizmetlerle karma okullarda eğitimi teşvik etmek.


İşitsel-sözel uygulama, bu 10 ilkenin tümünü gerektirir. Yukarıda sıralanan ilkelerin uygulanmasıyla, ebeveynler çocukları için en önemli “değişim temsilcisi” haline gelebilirler ve günümüzün gelişmiş “işitme duyu teknolojisi” ile bağlantılı olarak, ileri derecede ve ileri derecede işitme kaybı olan çocuklar bile dinleme yoluyla konuşulan dili geliştirmek için işitsel bilgileri kullanabilirler. Yukarıda geçen “ebeveynler" tanımı aynı zamanda büyükanne ve büyükbabaları, akrabaları, velileri ve çocukla etkileşime giren bakıcıları da içerir [2, 7].






Doğal İşitsel-Sözel Yöntem


Doğalcı yaklaşımlar, ebeveynlerin günlük yaşamdaki dil öğrenme fırsatlarına karşı farkındalıklarını artırmaya ve ortak dikkat, çocuğun liderliğini takip etme, yanıt verme ve çocuğa uygun dil girdisi sağlama açısından iletişim becerilerini geliştirmeye odaklanırlar. Bu nedenle, bu aşamada terapistin rolü, doğrudan çocuğa dil öğretmek yerine, ebeveynlerin bu becerileri geliştirmesini desteklemektir. Bazı araştırmacılar, işitme engelli çocuklar ve ebeveynleri arasındaki etkileşimin, işiten çocuklarla aynı şekilde konuşma dilinin temellerini oluşturduğunu iddia etmektedir. Çocuk, konuşmalara aktif olarak katılarak konuşmayı öğrenir [10].

Çocuk, etkileşime aktif olarak katıldığında ve katılımı desteklendiğinde konuşma dilini öğrenir. Aktif katılım ve yapılan etkinliğe yoğunlaşma çocuğun doğal bağlamda dili öğrenebilmesi için gerekli motivasyonu sağlamaktadır. Öğrenme ihtiyacı diğerleriyle girişilen anlamlı etkileşimde yer alma isteği ile motive edilir.

Son yıllarda “rastlantısal öğrenme”, “ortam yoluyla öğrenme”, “duyarlı etkileşim” gibi etkileşim temeline dayalı yaklaşımlar genelde “doğal öğretme yaklaşımları” olarak adlandırılmaktadır. Her yaklaşım birbirinden farklı olmakla birlikte ortak özellikleri dil edinimi için anlamlı konuşmayı, anne-babanın çocuğa karşı duyarlılığını (çocuğun ilgisini izleme, model olma, dili genişletme), çevrenin öğrenmeye uygun bir şekilde düzenlenmesini ve günlük yaşantıları dili öğrenmek için bağlam olarak kabul etmeleridir.

Her ailenin çocuğuyla olan etkileşiminde kendine has özelliklerini dikkate alarak, günlük yaşam içinde çocuk için zengin bir öğrenme bağlamı yaratmayı ve  bu bağlam içinde ortaya çıkan öğrenme fırsatlarını değerlendirmeyi ailelerin kavramasını amaçlayan doğal işitsel sözel yaklaşımda amaçlanan ailenin günün her saatinde, her çocuk için var olan öğrenme fırsatlarına karşı ailenin farkındalığını arttırmaktır. Böylece, işitme kayıplı çocuğun işitme kaybından dolayı kaçırdığı dil öğrenme fırsatlarını yeniden yaratmak yoluyla, doğal iletişim içinde dil gelişimi için önemli olan ortak ilgi sağlamayı, çocuğa karşı duyarlı olmayı, çocuğa yöneltilen konuşmanın kalitesi ve miktarını çoğaltmayı ve anlamlı dil girdisi vermeyi öğrenebileceklerdi.

Bu yöntem işitme duyusunu dil edinimi için temel olarak kullanır ve işitme kayıplı çocuklarda dil gelişiminin yakın çevrelerindeki yetişkinlerle girdikleri anlamlı etkileşim yoluyla gerçekleşeceğini kabul eder. Çocuğun işitme kaybına uygun işitme cihazını sürekli kullanması önkoşuldur. Çocuğa dil ve gramer yapıları doğrudan öğretilmez ancak doğal yaşantılar içinde işitsel algının geliştirilmesine çalışılır. Çocuğun içinde yaşadığı ortam çocuğun dil düzeyi ve konuşmasının akıcılığını doğrudan etkiler.

Bu nedenle çocuğa dil yapılarını doğrudan öğretmek yerine  sözel  iletişim  tekniklerini  geliştirmesi  için  çaba  gösterilmeli ailelere de çocuklarıyla doğal iletişim etkileşimi kurup, sürdürmeleri konusunda destek olunmalıdır [11].

İşitsel sözel terapi, çocuklara erken teşhis ile dinlemeyi öğretir ve böylece dudak okuma gibi ek alternatif iletişim sistemlerine ihtiyaç duymadan çocuklar bağımsız olarak iletişim kurabilir. Ancak doğal işitsel-sözel yöntem dudak okuma ve görsel ipuçlarını içermesi nedeniyle işitsel sözel terapiden farklıdır. Doğal işitsel-sözel yaklaşım da işitsel-sözel yöntem gibi aile temelli bir yaklaşımdır [6].





Aural Rehabilitation


Aural rehabilitation uses optimize adaptive strategies and technologies to improve communication of people with hearing loss. The goals of aural rehabilitation are to improve conversational ability and reduce limitations caused by hearing loss, improving quality of life. Successful aural rehabilitation strengthens communication abilities of a person with hearing loss. It can have long term effects on participation in social activities, reducing mental burden during conversations, and improving overall quality of life [1].

A child fitted with a hearing aid or cochlear implant can learn to listen, understand sound and use speech just like a child who isn’t hearing impaired. While well-fitted hearing aids and cochlear implants can help people hear sounds, they still need to learn how to interpret these signals [2]. Many factors influence device outcomes, including the degree of hearing loss, speech clarity, additional areas of difficulty such as visual or cognitive impairment, personality, expectations, motivation and available support. Many people will gain additional benefits from other types of training and rehabilitation which can build and maintain communication skills . Conversational skills can include all forms of non-verbal communication in addition to voice monitoring, turn-taking and conversational cues [3].

Often with children, aural rehabilitation services would more appropriately be called "habilitative" rather than "rehabilitative." "Rehabilitation" focuses on restoring a skill that is lost. In children, a skill may not be there in the first place, so it has to be taught -- hence, the services would be "habilitative," not "rehabilitative." [4].


Aural rehabilitation is actually at the foundational origins of audiology, and among its key goals are:

  • Greater patient ability to manage hearing difficulties,

  • Improved patient quality of life,

  • Better patient outcomes.


The process can be a combination of formalized questionnaires to gather information about how the hearing loss is impacting the patient, as well as informal counseling and technology recommendations. Preliminary discussions with and without the use of formal questionnaires will show the audiologist how they will best be able to support patient [5].

It is importanst that by involving family in how to communicate effectively when someone has a hearing loss.  Some researchers says the most important things to do are to decrease the distance between the speaker and the person with hearing loss and turn down background noise. This simple advice should always be included in auditory rehabilitation.

Any auditory rehabilitation approach should include determining needs, setting goals, implementing strategies and reviewing outcomes. These can be long or short-term goals and strategies. Auditory rehabilitation needs to be individualised and holistic.

Goals must be set correctly. Goal setting in this context serves various functions. It is helpful in making sure that expectations are realistic, addressing individual priorities and providing a map to follow throughout the program.

Once the goals have been established it is time to implement strategies. This will usually involve fitting some kind of hearing device using best practice and technology and instructions about management. It may also involve the use of additional devices to assist.

The assessment and training conditions should match as closely as possible with the person’s goals. For example, if the goal is to be able to understand in a noisy situation, testing and training for improvement should also be done in noise. Sometimes the goal will be a listening (ears only) goal such as improving on the telephone, other goals will involve eyes and ears where lip-reading and body language cues are available and can be helpful, such as following conversation at a weekly sewing group.

There will often be various elements of the training program depending on those factors listed earlier. The most common elements have some emphasis on listening skills and using listening to the best of one’s ability, listening with visual information available, communication strategies and conversational skills. Many training activities will be as close to real-life as possible and have a major focus on using a range of skills in context.

Communication tactics can be learnt and they are one of the most helpful ways to improve your ability in this area. Because the incorporation of tactics and strategies into daily life usually involves a change in behaviour (for people who don’t have well-developed skills in this area) it takes practice, like anything that is new. The important thing is that the tactic or strategy is explained to the person, then demonstrated and then the person is given the opportunity to practice in a safe environment until the skill is cemented.By covering the mouth, speaking quickly or mumbling, the patient can then be encouraged to use their tactics and strategies to get the clear message that was intended [3].

Specific services for children depend on individual needs as dictated by the current age of the child; the age of onset of the hearing loss; the age at which the hearing loss was discovered; the severity of the hearing loss; the type of hearing loss; the extent of hearing loss; and the age at which amplification was introduced. The aural rehabilitation plan is also influenced by the communication mode the child is using.

The most debilitating consequence of onset of hearing loss in childhood is its disruption to learning speech and language. The combination of early detection and early use of amplification has been shown to have a dramatically positive effect on the language acquisition abilities of a child with hearing loss. In fact, infants identified with a hearing loss by 6 months can be expected to attain language development on a par with hearing peers.



Aural habilitation/rehabilitation services for children typically involve:

  • Training in auditory perception: This includes activities to increase awareness of sound, identify sounds, tell the difference between sounds (sound discrimination), and attach meaning to sounds. Ultimately, this training increases the child's ability to distinguish one word from another using any remaining hearing. Auditory perception also includes developing skills in hearing with hearing aids and assistive listening devices and how to handle easy and difficult listening situations.

  • Using visual cues: This goes beyond distinguishing sounds and words on the lips. It involves using all kinds of visual cues that give meaning to a message such as the speaker's facial expression, body language, and the context and environment in which the communication is taking place.

  • Improving speech: This involves skill development in production of speech sounds, voice quality, speaking rate, breath control, loudness, and speech rhythms.

  • Developing language: This involves developing language understanding (reception) and language usage (expression) according to developmental expectations. It is a complex process involving concepts, vocabulary, word knowledge, use in different social situations, narrative skills, expression through writing, understanding rules of grammar, and so on.

  • Managing communication: This involves the child's understanding the hearing loss, developing assertiveness skills to use in different listening situations, handling communication breakdowns, and modifying situations to make communication easier.

  • Managing hearing aids and assistive listening devices: Because children are fitted with hearing aids at young ages, early care and adjustment is done by family members and/or caregivers. It is important for children to participate in hearing aid care and management as much as possible [4]. 



For children with early diagnosis who are equipped with appropriate aids educational interventions are critical. There are different communication approaches in educating children with hearing losssuch as natural auditory-oral approach, auditory-verbal approach, sign language and bilingual-bicultural approach [6].






The Auditory Verbal Therapy


Auditory-verbal therapy, sometimes called auditory-based therapy, is a type of early intervention therapy for young children who are [2]. It focuses on a listening and spoken language objective without the visual support provided through lipreading [7]. The goal of auditory-verbal therapy is for children who is deaf or hard of hearing to learn, listen and have the same ability to speak like children who can hear.

 If children is deaf or hard of hearing, and they’re using either hearing aids and/or cochlear implants, they may benefit from auditory-verbal therapy. Auditory-verbal therapy is most successful when children start early — as young as two to three months old. It doesn’t matter if your child was born deaf or hard of hearing or if something else caused their hearing difference. They may benefit from auditory-verbal therapy if they struggle to hear out of one ear or two, if their condition is permanent or temporary, or if their hearing loss is mild up through severe/profound [2]. 


The Auditory-Verbal Method develops spoken language and language comprehension of children with hearing loss through listening. This method:

  • requires the use of amplification during all waking hours,

  • encourages the development of speech and language through listening with their hearing aids or cochlear implants,

  • strongly encourages maximum parental participation at every step,

  • mainstreams into regular schools from the beginning or as soon as possible [8].


It aims to guide children with hearing loss to use their residual hearing capacity with appropriate hearing aids or cochlear implants. This allows them to learn to speak through hearing. This approach also guides parents or main caregivers to help children with hearing loss develop hearing and verbal communication skills through auditory verbal stimulation in their daily life. The objective of the approach is to enable children with hearing loss to communicate with the society without limitations. Ultimately, they can achieve their full potential and live independently in the future.


Characteristics of Auditory-Verbal Approach:

  • Effective audiological management,

  • Emphasis on making use of audio cues rather than visual ones,

  • Using speech sounds as the major hearing stimulation,

  • Individualized one-to-one diagnostic sessions,

  • Deep involvement of parents/main caregivers,

  • Teaching pre-school children based on their natural developmental stages,

  • Professional teams engagement [9].



Auditory-verbal threapy can help children with school, making friends, working mainstream jobs and living independently. Experts have found that by the time they go to first grade, the majority of children who are deaf and hard of hearing, who go through auditory-verbal therapy, have similar or even better spoken language skills than their hearing peers. Studies have also shown that these children do better in school than those who have hearing loss but don’t take part in auditory-verbal therapy. Children who go through auditory-verbal therapy generally succeed in mainstream education. They excel in math and reading, make friends, gain self-esteem and live with independence [2].



There are 10 principles that auditory-verbal therapists go by:

  1. Promote early diagnosis of hearing loss in newborns, infants, toddlers and young children, followed by immediate audiologic management and auditory-verbal therapy.

  2. Recommend immediate assessment and use of appropriate state-of-the-art hearing technology to obtain maximum benefits of auditory stimulation.

  3. Guide and coach parents to help their child use hearing as the primary sensory modality in developing listening and spoken language.

  4. Guide and coach parents to become the primary facilitators of their child’s listening and spoken language development through active consistent participation in individualized auditory-verbal therapy.

  5. Guide and coach parents to create environments that support listening for the acquisition of spoken language throughout the child’s daily activities.

  6. Guide and coach parents to help their child integrate listening and spoken language into all aspects of the child’s life.

  7. Guide and coach parents to use natural developmental patterns of audition, speech, language, cognition and communication.

  8. Guide and coach parents to help their child self-monitor spoken language through listening.

  9. Administer ongoing formal and informal diagnostic assessments to develop individualized auditory-verbal treatment plans to monitor progress and to evaluate the effectiveness of the plans for the child and family.

  10. Promote education in mainstream schools with peers who have typical hearing and with appropriate services from early childhood onwards.



An Auditory-Verbal Practice requires all 10 principles. With the application of the above-listed principles, parents can become the most important “change agent” for their children, and in conjunction with today’s incredible “hearing sensory technology,” even children with severe and profound hearing loss can make use of auditory information to develop spoken language — through listening. The term "parents" also includes grandparents, relatives, guardians, and any caregivers who interact with the child [2, 7].





The Natural Auditory-Oral Therapy


Naturalistic approaches do not offer recipes for language learning. Instead, they focus to increase parents’ awareness to the language learning opportunities during the daily life and to improve their communication skills in terms of joint attention, following the child’s lead, responsiveness and providing appropriate language input to the child. Hence at this stage the role of the teacher shifted to support parents improving on these skills instead of directly teaching language to the child. Some researchers claim that the interaction between hearing impaired children and their parents provide the foundations for spoken language in the same ways as hearing children. The child learns to converse by being actively involved in conversations [10]. 

 Children learn by doing and by being supported as active participants in what it is they are attempting to learn. Active participation and concentration on the activity motivates the child to learn the language in an authentic context. The need to learn is encouraged by the desire to engage in meaningful interactions with others [11]. 

The auditory verbal therapy teaches listening to children with early diagnosis thus without reliance on additional alternative communication systems such as lip reading children can independently communicate. auditory-verbal approach, However, the natural auditory-oral therapy include lip reading and visual cues. Natural auditory oral approach is also a family based approach likewise auditory-verbal approach [6]. 





Kaynakça/References

  1. American Academy of Audiology. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://www.audiology.org/consumers-and-patients/managing-hearing-loss/aural-rehabilitation-for-adults/

  2. Cleveland Clinic. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://my.clevelandclinic.org/health/treatments/16767-auditory-verbal-therapy

  3. Cochlear Implant Club & Advisory Association. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://cicada.org.au/auditory-rehabilitation/

  4. American Speech-Language-Hearing Association. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://www.asha.org/public/hearing/child-aural-rehabilitation/

  5. Hearing Tracker. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://www.hearingtracker.com/services/what-is-aural-rehabilitation-and-why-is-it-important

  6. Akçakaya, H., & Tavşancıl, E. (2016). Teacher opinions about auditory verbal therapy. Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 4(2), 7-28.

  7. University of South Florida. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://www.usf.edu/cbcs/csd/bolesta/communication-options/auditory-verbal.aspx

  8. Chesney Center Therapies. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki: https://chesneycentertherapies.com/auditory-verbal-therapy/

  9. Children’s Hearing Foundation. Erişim Tarihi: 27.07.2022, Erişim Linki :http://www.chfn.org.tw/english/service

  10. Turan, Z. (2010). An Early Natural Auditory-Oral Intervention Approach for Children with Hearing Loss: A Qualitative Study. Educational Sciences: Theory and Practice, 10(3), 1731-1756.

  11. Tüfekçioğlu, U. (1998). İşitme engelliler. Editör: Süleyman Eripek), Özel Eğitim, Eskişehir: AÜ Açık Öğretim Fakültesi Yayın, (1018).

  12. Turan, Z. (2010). İşitme kayıplı çocuklarda doğal işitsel-sözel yaklaşımla sürdürülen bir aile eğitimi çalışmasının incelenmesi.





Yorumlar